İnsanlar Neden Yakıştıramaz?
Toplumumuzda sıkça karşılaştığımız bir durum var: insanların başkalarının başarılarını, sahip olduklarını ya da yaptıklarını küçümsemesi ve bir şekilde yakıştıramaması. "O köşe yazısını kim bilir nereden kopyaladı?", "Bu işe kesin torpille girmiştir.", "Araba almış, parayı nereden buldu acaba?" gibi cümleler, bu tutumun birer yansıması. Peki, neden insanlar başkalarının mutluluğunu, başarısını ya da gayretini içselleştiremez? Bu sorunun cevabını birkaç temel noktada arayabiliriz.
### **Kıskançlık ve Yetersizlik Hissi**
Birçok insan, kendi hayatında ulaşamadığı başarıları başkalarında gördüğünde kıskançlık hissine kapılır. Bu his, karşısındaki kişinin başarısını takdir etmek yerine onu küçümsemeye iter. Oysa ki, başarı paylaşılabilir ve ilham verici bir şeydir. Ancak kıskançlık, insanın kendi yetersizliğini bastırmak için bu başarıyı küçümsemeyi seçmesine neden olur.
### **Toplumun Önyargıları**
Toplumumuzda, bireylerin elde ettikleri şeylerin bir emek sonucunda kazanıldığına inanmak yerine, genelde haksız yollarla elde edildiği düşünülür. "Başarmışsa torpille, kazanmışsa şansla" anlayışı, bireyin çabalarını görmezden gelerek kolay bir yargıya varılmasını sağlar. Bu durum, hem bireyi yıpratır hem de toplumda güven duygusunu zedeler.
### **Paylaşım Kültürünün Eksikliği**
Takdir ve destek, toplum olarak belki de en eksik olduğumuz alanlardan biri. Başarılı olan birine "Tebrik ederim" demek yerine, "Bu başarı ona fazla" diyerek başarıyı değersizleştirmek daha kolay geliyor. Halbuki, paylaşım ve takdir kültürü, bireyler arasında sevgi ve saygıyı artırır.
### **Kendi Hayatından Memnun Olmamak**
Kendi hayatından memnun olmayan insanlar, genelde başkalarının mutluluğunu ya da başarısını kabullenmekte zorlanır. Bu kişiler, kendi mutsuzluklarını dışa vurmak adına başkalarının başarılarını küçümser. Bu tutum, kişinin kendi sorunlarından kaçış biçimi olarak görülebilir.
### **Çözüm Ne Olmalı?**
Bu anlayışın değişmesi için önce bireylerin kendilerini sorgulaması gerekiyor. Şu soruları sormalıyız:
- Başkasının başarısı benim hayatımı neden etkiliyor?
- İnsanların mutluluğunu ya da başarısını küçümsemek bana ne kazandırıyor?
- Neden takdir etmeyi ve destek olmayı tercih etmiyorum?
Bu sorulara samimi cevaplar verildiğinde, aslında bu davranışların ne kadar anlamsız olduğu ortaya çıkacaktır. İnsanlar olarak birbirimizin mutluluğuna ve başarısına ortak olmayı öğrenmeliyiz. Çünkü bir kişinin başarısı, toplumun başarısına da katkıda bulunur.
Sonuç olarak, insanlara yakıştıramamak yerine, yakıştırmayı denemeliyiz. Çalışkan bir bireyi takdir etmek, dürüst bir başarıyı alkışlamak, toplum olarak gelişmemizin de önünü açacaktır. Unutmayalım ki, başkasının ışığını söndürmek, bizim hayatımıza asla daha fazla ışık katmaz.
Bu düşünceyle hareket ettiğimizde, belki de daha mutlu ve daha destekleyici bir toplumun temellerini atabiliriz.
2 Yorumlar
Kıskançlık çok kötü ve çok da tehlikeli bir duygu. Hep söylerim: Shakespeare, Macbeth'i boşuna yazmadı. Onda da kıskançlık önemli bir noktadır. Her şey "O kral olmayı hak etmiyor, sen ediyorsun" la başlar. Gerçi, siyasette maalesef "neopotizm" denilen ve akrabayı, eşi, dostu vs. kayırarak, hiç hak etmeyen insanlara (mesela ilkokul mezunu insanı müdür, aşçıyı, şoförü büyükelçi yapmak gibi) büyük makamlar verenler oluyor. :(
YanıtlaSilElinize sağlık.
Bence çağımızın en büyük hastalığı bencillik ben merkezli düşünce yapısı
YanıtlaSil